Daha iyi düşünmenin temelleri oldukça basittir. Esasen bu temeller, bizi her zaman ilk sezgilerimizi sorgulamaya, kısayollardan kaçınmaya ve kararlarımızın ikinci dereceden sonuçlarını düşünmeye teşvik eden sağlıklı düşünme alışkanlıkları oluşturmak üzerine kurulu.
1- Düşünmeyi düşün: Üstbiliş (metacognition), amaçlı bir iç gözlem uygulamasıdır. Düşünme sürecini bir arka plan işlemi olarak görmek yerine, üstbilişsel beceriler, insanların düşünce süreçlerini ön plana çıkarmalarına izin verir. Böylece düşünceler analiz edilebilirler ve potansiyel olarak geliştirilebilirler. Üstbiliş, genellikle günlük tutma, düzenli incelemeler veya bir arkadaşla çalışma şeklinde öz-yansıtma için yer açmayı gerektirir.
2- Bilişsel ön yargıların farkında olun: İnsan zihni güçlüdür, ancak sınırlamaları vardır. Bilişsel ön yargılar, insanlar bilgiyi işlerken ortaya çıkan sistematik düşünme hatalarıdır. Ön yargılarımız ister hafızamızla ister dikkatimizle bağlantılı olsun, bu zihinsel hatalar genellikle derinlere kök salmıştır. Tuzaklarından her zaman kaçınmak zor olsa da, düşünce işleme hatalarımızın farkında olmak bilişsel ön yargıları yönetmede ilk adımdır.
3- Doğrusal düşüncelerden ve mantıksal yanlışlardan kaçının: Düşünürken kısayollar kullanmak nadiren en uygun çözümdür. Aldığımız kararların karmaşık sonuçlarını düşünmek için ikinci düzey düşünme gereklidir. Yatırımcı Howard Marks’ın dediği gibi: “Birinci düzey düşünme basit ve yüzeyseldir ve hemen hemen herkes bunu yapabilir. Birinci düzey düşünürün tüm ihtiyacı gelecek hakkında bir fikirdir (…) İkinci düzey düşünme derin, karmaşık ve dolambaçlıdır.”
4- Yararlı zihinsel modelleri inceleyin: Bazı zihinsel modeller biyolojik gözlemlere dayanırken, diğerleri davranışsal çalışmalarda tanımlanmıştır. İnsanlara dünyanın nasıl çalıştığına dair bir temsil veren, düşüncelerimize ve davranışlarımıza rehberlik eden ve hayatı anlamamıza yardımcı olan çerçeveler oluştururlar. İnsan doğasının karmaşıklığını yansıtan bir araç olarak, zihinsel modellerin bağlam içinde ve genellikle kombinasyon halinde kullanılması gerekir. Kendi zihinsel modellerinizi incelemek ve tasarlamak, daha iyi ve uzun vadeli düşünmeye yol açabilecek, yaşam boyu süren bir öğrenme deneyimidir.
5- Duygusal çevikliği yaşamınıza entegre edin: Son olarak, karar verme sürecinde duyguların etkisini göz ardı etme hatasına düşmeyin. Rasyonel beyin ve duygusal beyin birlikte çalışır. Endişeli, stresli, heyecanlı veya kızgın hissetmeniz, düşünme şeklinizi etkileyebilir. Duygusal çeviklik, sizi iç dünyanızı gözlemlemeye ve dayanıklılık oluşturmaya teşvik eder. Duygularınızla böylesine şefkatli ve dürüst bir ilişki, onların kararınız üzerindeki bulanık etkisini sınırlamaya yardımcı olacaktır.